Allah bu siyasilerin eksikliğini göstermesin. Her sözleri bir harika… Son günlerde basına akseden bir tartışma bana o kadar çok şey hatırlattı ki…
Basından edindiğimiz bilgilere göre, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, “Çözüm üretecek muhalefet lazım” sözleriyle siyasi muarızlarını çözüm yollarını göstermemekle suçlamış. Karşılık veren MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Çakır, öncelikle hükümetin üzerine düşeni yapmasını istemiş ve “Muhalefet proje üretmez, hükümetin yaptığı faaliyetleri takip eder, eleştirir ve yanlış olanları gösterir. Ama Bakan Demir, Samsun’a hiçbir proje gerçekleştirmediği için çareyi muhalefetin bir proje göstermesinde arıyor. Samsun için çok sayıda proje var. Örneğin, bir an önce turizm ve ticaret şehri haline gelmesi için gerekli tedbirlerin alınması lazım.” demiş.
Sayın Demir’in, “çözüm üretecek muhalefet lazım” sözü, muhalefete çözüm önermedikleri suçlamasını taşımaktadır.
Öncelikle, Sayın Bakan’ın açıklaması bana “üç zarf” hikayesini hatırlattı. Ancak, “üç zarf” hikayesinden önce bir siyasi-bürokratik gerçeği hatırlatayım. Makam ve koltuklar “ağlama yeri” değil, “çözüm üretme ve uygulama” yeridir. Bakanın ifadesi bana, “elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz” sözünü hatırlattı.
Üç zarf hikayesine gelince:
Demokrasi ile yönetilen bir ülkede seçim sonuçları iktidarı değiştirir. Eski başbakan, makamı yeni başbakana devrederken “üç adet kapalı zarf” teslim eder. Yeni olan sorar:
–“Nedir bunlar?”
Eskisi, cevaplar:
– “İktidarda sıkışırsan, birinciyi açarsın. Meseleleri halledemezsen ikinciyi açarsın. Yine de olmazsa üçüncüyü açarsın.”
Gel zaman git zaman yeni başbakan sıkışmış. Birinci zarfı açmış. İçinden bir kağıt üzerinde yazılı iki satırlık not çıkmış: “Her şeyi güllük gülistanlık göster.”
Notta denileni yapmış. Bir müddet işleri idare etmiş. Ancak işler yinede düzelmiyormuş. İkinci zarfı açmış: “Her şeyin sorumlusu olarak eski iktidarı ve muhalefeti suçla!”
Denileni yapmış. Ancak bir müddet sonra üçüncü zarfı açmak zorunda kalmış. İçinden çıkan not çok kısa imiş: “Hemen üç adet zarf hazırla!”
Sayın bakanın açıklamalarından anladığımız kadarı ile mevcut iktidar ikinci zarfı çoktan açmış.. Belki de üçüncüyü de açmıştır. Seçim de yaklaştığına göre …
MHP fikir ve ideoloji partisidir. Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisidir. Sayın Çakır, MHP’de Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’dır. Yani, fikrî ve ideolojik gelişmeyi sağlayan, partinin tezlerinin oluşturulduğu birimin başıdır. Söyledikleri, partisini ve camiasını bağlar. Böyle bir kişinin, “muhalefet proje üretmez” demesini ülkücü camianın hazmetmesi mümkün değildir. Umarım dil sürçmesidir. Veya yorumlayanın hatasıdır.
Sayın Çakır’a elektronik posta aracılığı ile gazetede çıkan haberi sorup, ek açıklaması olup olmadığını öğrenmek istedik. Cevap vermedi. Mesajı okuma fırsatı bulamadığına inanmak istiyoruz. Cevap verirse onu da açıklarız.
….
Meclis’te Yurt-Kur kanun tasarısı görüşülürken söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Milli Eğitim Şurasında, “Andımız” ile ilgili alınan karara değinmiş ve “Benim varlığım neden Türk varlığına armağan olsun. Ben Türk değilim ki” demiş.
Anlı şanlı meclis yöneticilerimiz ve iktiar partisi grubu, bu tutum ve söylemler karşısında gıkını çıkarmamış. Sakık, özellikle MHP grubundan gelen yoğun itirazlar üzerine konuşmasına getirdiği açıklamada: “Milli Eğitim Şurası tarafından her gün sabah okullarda okutulan andımızı kaldırılması kararı var ancak bu hala her sabah çocuklarımıza söyletiyor. Ben de bunu eleştirdim. ‘Ben Türk değilim. Benim varlığım niye Türk varlığına armağan olsun?’ dedim. Çünkü bu ülkede herkes Türk olmak zorunda değil. Varlığımız insanlığa armağan olsun.” dedi.
Nazar değmesin. Meclis Türkiye Cumhuriyeti’nin meclisi değil sanki meşrutiyet meclisi. Adam milli kimliğe, ettiği yemine, anayasaya ve cumhuriyet ilkelerine karşı çıkıyor; iktidar erkini elinde bulunduranlardan çıt çıkmıyor.
Paşaları görevden almakta şahin kesilenler, Atatürk ilkeleri, Cumhuriyetin vazgeçilmezleri ve Türk kimliği olunca dut yemiş bülbül kesiliyorlar.
Sonra da dil kesmekten bahsedince feryat ediyorlar.
Ülkücü kadrolara “erkek-ürkek” suçlamasıyla oy toplayanlar!
İçinizden bir tane bile- Sakık’ın konuşmasına “dur” diyecek erkek çıkmadı mı?
……
Birileri tarafından, “MHP’nin baraj sorunu” olduğu fikri yayılmaya çalışılıyor.
Ülkücü taban üzerine Amasya’da bir araştırma yaptırdık. 2007 seçiminde MHP’ye oy veren ve bu seçimde oy vermeyi düşünenler arasında yaptırdığımız anket çalışmasının ilk aşamasında, % 15.78 oranında oylar artmış gözüküyor. Ülkücü kesimde % 5 oranında kararsız (MHP konusunda) bulunmakta. Geçmişte MHP’ye oy verenlerden % 1 oranında AKP, % 2 oranında BBP’ye yönelme var. Buna mukabil 2007’de AKP’ye oy verip, bu seçimde MHP’yi destekleyeceğini söyleyenlerin oranı % 18.5 bulundu.
MHP’nin Amasya’daki 2007 oy oranı % 15.26 idi. Elde ettiğimiz sonuçlara göre bu oran % 17.5-18 arasında çıkmaktadır.
(Tafsilatlı sonuçlar ayrıca değerlendirilecektir.)