Son Durum

Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre ilköğretim okulları, “andımız” diye bilinen öğrenci andını artık okuyamayacaklarmış.

AKP’li kurmaylara göre ve sözde aydın geçinen AKP’ li Eğitimcilere göre Andımız ırkçı ve ayrımcılık taşıyormuş.

“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” demek birilerini rahatsız etmiş. Karar alanlara sormak lazım: Türk değil misiniz? Doğru değil misiniz? Tembel misiniz? Yoksa bu üç kavramın birlikte anılması bir yerlerinizi mi rahatsız etti?

Sahi, sayın cumhurbaşkanımız ve başbakanımız ve dahi bakanlarımızdan kaç kişi “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım”  diyebiliyor?

………..

Ümit Özdağ, 21 Temmuz’da Yeniçağ’da “İnanılır gibi değil ancak doğru: Ege’de işgal edilen Türk adaları” başlığı altında bir yazı yayınladı..

Yazıya göre: Ege’de Yunanistan tarafından 2004’de işgal edilen Eşek Adası ve Bulamaç Adası ile son yıllarda buna katılan Nergizcik Adası Yunanistan tarafından işgal edilmiştir.

2004’de Yunanistan tarafından önce sivil nüfus taşınmış, sonra askeri birlik yerleştirilmiştir. 31 Aralık 2008’de Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı, 5 Ocak 2009’da Yunan Cumhurbaşkanı iki adayı ziyaret etmişlerdir. Tüm bu olanlara karşı bizim taraftan çıt çıkmamıştır.

Bu adalar 1933, 1943 tarihli İngiliz haritalarında ve  1951 ve 1957 tarihli Amerikan haritalarında da adaların Türkiye Cumhuriyetine ait olarak gösterilmiştir.

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın Dışişleri Bakanlığı’na sorduğu yazılı sorusuna, bakanlık yuvarlama-geçiştirme usulü ile cevap vermiş, hemen akabinde Yunan Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklama ile bizimkileri yalanlamıştır. .

Gözümüz aydın(!): “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım”   diyemeyenler, Vatan toprakların işgaline de seslerini çıkarmıyorlar

…………..

Suriye’den kaçıp bize sığınan; ekmeğimizi, suyumuzu, hürriyetimizi paylaştığımız, prezervatifine kadar her ihtiyacını karşıladığımız, köpekler (Köpeklerden özür dilerim. Bu ifade köpeklere hakarettir.) Onlar ekmek veren eli ısırmazlar.  Suriye’den gelen Türkmen kardeşlerimize saldırıp, araya giren polis askerimizin silahlarını almışlar ve dahası kamplara Türk baylarını indirip, başka bayrak asmışlar…

Sahi biz bunlara kapılarımızı niye açtık. Mecbur muyduk?

Tamam….. İnsanlık gösterdik… Misafir kabul ettik. Misafir bizim için kutsaldır.    Ammaaa…… Misafirliğini bilmeyene sıgara küllü kahve ikram etmek, ayakkabısını önüne koymak ta töremizdendir. Bize ne faydaları var? Kendilerini Suriye’ye iade etmekle ne kaybımız olacak ki?

Türkmenler kalsın… Diğerlerinin tamamını iade edelim gitsin. Belki o zaman kıymetimizi anlarlar…

Suriye’nin kuzeyinde Kürt bölgesi kurulması çalışmaları hızlanmış. Bölgede artık PKK bayrağı dalgalanmaya başlamış.

Tekrar gözümüz aydın. Hani Türkiye ve Erdoğan’ın Orta Doğu’da siyasi gücü artıyordu. Hani Yeni Osmanlıcılık peşindeydik. Irak politikalarında fahiş hatalar yaptık. O iş için geçmiş olsun. Suriye için hatalar zincirinde ısrarlıyız.

Şimdi Esad’la ilişkileri sıcak tutmanın tam zamanı… Ticari açıdan büyük bir fırsat: hemen önümüzde. Siyasi açıdan Orta doğu’da oynan oyunları bozmak için yine bir fırsat.

Kürt-İsrail-ABD politikalarını engellemek için bir fırsat. ABD’nin  Kuzey Irak olayında bize attığı ticari ve siyasî kazığın hatırlatılması ve tekrar kazık yenmemesi için bir fırsat.

Yapılacak iş çok basit. Iraklı isyancı mültecilerin Irak’a iadesi ve Suriye olaylarına müdahale etmeyeceğimizin deklarasyonu…..

Yapabilir miyiz, derseniz?

Sütçü beygiri ile yarışa girilmez. Umarım bizimkiler Ahalteke çıkarlar.

Güney Doğu’dan şehitler gelmeye devan ediyor. Samsun ve Suluova (Amasya’nın diğer ilçeleri de dahil) kınalı kurbanlara devam ediyor. Şehit cenazelerinde bir avuç genç haykırıyor: “Şehitler ölmez, Vatan bölünmez.”

Keşke ben de onlar kadar rahat olabilsem..

Şuna eminim. Türkiye’yi ne PKK, ne Talabani, ne başka bir dış güç bölemez. Ancakkkk…. Toplum olarak kör, sağır ve ahmaklığımız felaketimize yol açabilir. Biliyorum ki bu “ahmaklığımız” sözüne bir çok kişi itiraz edecektir.

Hatırlıyorum. Daha önce de yazmıştım[1].

“Amca, yakın bir zamanda buralara da gelip, senin sokağa bayrak (PKK paçavrasını kastediyorum) dikerlerse ne olacak?”
“Olsun”
dedi. “Ne olur ki?”

“Ya amca” dedim.”yarın bir gün bizim şehitliğe gelip Bayrağımızın yanına Kürt bayrağı dikmeye kalkarlarsa ne olacak?”

Cevabı yine umursamazdı: “Onu o zaman düşünürüz.”

Eminim: Bizim hacı hala hindi düşünmesinedir. Eee…  Buna da zeka diyemeyiz ya!….

 

 

 

 

 

 


[1] http://www.kenanerzurumlu.com/2011/07/sehitler-kimin-umurunda/

 

 

Sosyal olun, Paylaşın!
Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir